Devren kiralık ondalık sayı


Dün okula gittim ben. Hazırlığın lise kokan uygulamaları sonrasında kendimi üniversiteli gibi hissedeyim diye gittim sırf. Ama daha ziyade yalnız hissettim lan.

Son dakkacılığım sağolsun derse geç kaldım her zaman olduğu gibi. Tanımadığım insanlarla diyaloga girmekten olabildiğince kaçan bi yapım vardır. Yolda giderken "off şimdi hoca bi ton dırdır yapacak, yok 'benden sonra gireni almam, ilk günden hiç iyi olmadı' bıdı bıdı... diyecek" diye düşünüp, ilk derse girmeme kararı aldım. Sınıfın yerini öğrenmek namına girdim binaya, şöyle bi baktım. 20 saniyede 3 ayrı hatun kapıyı çalıp girdi. "Onlar giriyosa ben de girerim lan!" gazını verdim kendime ve kapıyı çalıp girdim. Herif bakmadı bile, tahtada bişeyler çiziktiriyor. "Oha lan süper" dedim içimden. Geçtim bi sıraya. Ders genel matematik. Feci genel ama, öyle böyle değil. Doğal sayılar, ondalık sayılar falan anlatıyor amcam. Bi de dikte ettiriyor söylediklerini, ki hiç sevmem böyle hocaları, işime yarayanı seçer yazarım olm ben sana ne?

Neyse 2 ders sonra 1 saatlik boşluğum var. Ulan geçen seneden kimseyi görmedim, millet çimlere uzanmış takılıyo 3lü 5li karılı kızlı falan. Bi ben varım amına koyim piç gibi tek başına dolaşan. Piç miyim lan ben? Öyleymişim. Yarım saat boyunca kutu kola ve sigarayla dolanıp durdum, sonra gittim sınıfa en arkaya geçip telefonu kurcalamaya başladım, oyun resim mesim... Sonra "öleyim lan ben" triplerine girdim.

Akşamüstü iki arkadaşımla buluşup alkole verdim kendimi. Bak mesela orası çok güzeldi, günün en eğlenceli kısmıydı. O ortamdaki muhabbetimi duysa insanlar çok severler lan beni (özgüven tavan), halbu ki bi merhaba demeye çekiniyorum ben (özgüvenin amına koyim, bana bişey olmasın).  Sırf bu çekingenliğimden dolayı her haltı erteliyorum lan, hayatımı erteliyorum. Bugünü yarına devrediyorum, yarını da ertesi güne... Hani bana aferin?

Bak şu Allah'ın işine

"Bizim Bi' Arkadaş" kategorisinin vazgeçilmezi, lojistik destekçisi bizim bi' dişi arkadaş geçenlerde yine yardı geçti.

Malum okul başladı, ders seçimi falan yapıyoruz. Bu dişi şahısla bi arkadaşım öğrenci sistemindeki şifrelerini veriyorlar birbirlerine, ders programlarını kapıştıracaklar falan. Diyalog aynen şöyle;

bizim bi' dişi arkadaş: kullanıcı adım fasafiso şifrem de y2z29k
bi arkadaşım: tamamdır benimm kullanıcı adım hebele, şifrem de komandante1534
bbda: oha lan adalet mi bu? bana rasgele karakterlerden bi şifre geldi, herife cillop gibi şifre gelmiş :@
ba: ahahah, muhahah, malsın biliyosun dimi :D ?

Bu diyalogun üzerine, kendisine hesap makinesi dahi kullanmamasını söyledim. Zira hesap makinesiyle "leblebi" yazılabileceğini söyleseydim, hata vereceğine eminim. O yüzden fazla ezmeden, kızcağızın akıl sağlığını düşünerekten teknoloji yasağı koydum kendisine.

Biraz saygı rica ediyorum!


Yeni bir güne sadece ben "merhaba" diyebilirim dostum, sen değil! Adabınla otur rica ediyorum, zira ben sabah sabah benden daha aktif olmandan hoşlanmıyorum. Hatta bazen sınırlarını öyle aşıyorsun ki, mevzuyu bi fesupanallahla da geçiştiremiyorum. Evet, ilk dersin ortasında yeni yeni ayılmaya başlamışken "bi kedi gördüm sanki" diyen tweety paranoyaklığıyla yataktaymışım gibi davranıyorsun ya, hah işte o halinden bahsediyorum. Kamufle edicem diye dolmuşçu edasıyla götü dışa atıp yürümekten bıktım lan! (neymiş, elinde tespih görme ihtimaliniz olmayan bi erkekcan kıçını dışa atıp yürüyorsa, erekte demekmiş ;)) Reca ediyorum vazgeç şu huyundan artık... Muzdaribim lan! Ve emin ol, sabahları işemek, senin gövde gösterinden daha önemli benim için...

Bir Kevin Costner Filmi: Kürtlerle Dans


Kevin Costner, AKP genel başkan yardımcısına "demokratik" açılımı desteklediğini bildirmişmiş. Haberlerde ballandıra ballandıra anlatılıyor mevzu, Holywood'dan tam destek kıvamında... Öah be bilader, elin artizi ne karışıyor, hadi o karışıyor da AKP niye herkes "hacı var ya, holivuddan destek gelse benden de gelir haa. bi onu bekliyorum, feci tetiklenicem sonrasında" şeklinde düşünüyormuş gibi havalara uçarak anlatıyor bunu?

Amcamın işi bu, kameralara oynamak. Dün "Ne mutlu Türküm diyene!" yazan şapkayı takar çıkar karşımıza, bugün "demokratik" açılımı destekler, yarın başka bi nane yer. Bunlar arasında mantıksal bi bağ olmak zorunda değil, ki olsa bile ne kadar bağlayıcı olur Kevin Costner'ın desteği?

Daha geçen hafta Türk Alfabesi'nin değişiminden bahsediliyordu, 1-2 gün önce Edirnekapı Şehitliği'nde şehit yakınlarının basın açıklaması yapması "demokratik açılımın sekteye uğratılmaması" namına yasaklandı.

Küfürlerin kifayetsiz kaldığı durumlar listesine kafadan dalan olaylar silsilesi yaşanıyor. Önce Kürtleri aç, sonra Çerkezleri, sonra Lazları, sonra Arnavutları... Açılalım saçılalım tabi yaaa...

İlle de açılım diyorsanız buyrun; Sami Hazinses'ten Sik Açılımı...

İtirafım var Hakim Bey #1

  • Su şişesini kafama dikerim. Aynısını bi başkası yaptığı zaman "lan insanlara su veriyoruz o şişeden terbiyesiz! ne adamsın ya..." diyerek aşağılarım, hüzünlenmesini sağlarım.
  • Şargoz denen karışımdan nefret ederim. Şarabı şarap olarak, gazozu gazoz olarak içerim. O ne lan öyle paşa çayı gibi?
  • "Yalançı" kelimesini hiç sevmem. "YalanÇıııııı :p ehi ehi" diyerek kendini şirin göstermeye çalışan kızlardan da nefret ederim, zınk diye soğurum.
  • Yıllardır bütün msn konuşmalarımın kayıtlarını tutarım. "hacı ne demiştin demin? esc ye basmıştım tam" diyenin ağzına sıçarım sanki herkes log tutmak zorundaymış gibi.
  • En büyük korkum, sevgilimin blogumu keşfetmesi ve içimdeki bu naif beyefendiyi öğrenmesidir. Sırf bu yüzden sevgili yapmam.
  • Tam bir vakit planlama uzmanıyımdır. Faturalar hep son ödeme tarihinde yatırılır, bulaşık tabak yemek yeme ihtiyacı hissedilince yıkanır, teslim edilecek iş son gün yapılır...
  • Yeni tanıştığım insanlarla hiç bişey konuşamam, asla diyalog başlatamam. Uzun bi kaynaşma evresinden sonra enseye tokata göte parmak kıvamına gelirim.
  • İnsanların kıyafetlerine hiç dikkat etmem. Söz konusu kıyafet olduğu zaman en basit farkındalık testini bile geçemem.
  • En güzel kız, konuşamayacak derecede sarhoş olan kızdır. Yürüyemez, düşünemez, konuşamaz. Hesabı kakalayabilirsin, sesini çıkarmaz, ayılınca hatırlamaz.
  • Toplu taşıma araçlarından nefret ederim. Aynı zamanda trafiğin yoğun olmasından da nefret ederim. Benden başka kimsenin arabası olmamalı bence.
  • Çok acımasız eleştiririm. Yaptığım eleştiri insani dozajlardaysa anla ki sana asılıyorumdur, asılacağımdır yada "belki asılabilirim" diye düşünerek cepte tutuyorumdur.

Dikiz: Üstümde Sevişenler

Üstümde sevişenler diyince aklınıza kucak dansı falan gelmesin, zira ben üst katta, tam yatak odamın tepesinde sevişenlerden bahsediyorum.

Diyorum ki; yalnızsanız ve bir öğrenci apartmanında yaşıyorsanız hayat gerçekten çok zor (cedric üzerinden prim yapmak). Şu 1 yıllık süreç içerisinde, ben ve kapı komşum 60lık teyze hariç o kadar çok kişiyle aynı apartmanı paylaştım ki anlatamam (anlatırım aslında da, tek yazı yerine ayrı ayrı bissürü yazı yazmak daha bi cillop). Neyse, şimdi bu üstte sevişenler, sevişenlerin en rahatsız edici, en tahammül edilemez türüdür. "Kaç çeşit sevişen var ki?" diye sorarlar adama tabi, haklısınız. Kaç adet sevişgen olduğunu, yazının gidişatına göre, benim işkembeden sallama kapasiteme göre belirleycez merak etme.

Üstte sevişenler neden diğer türlerden daha çok koyar adama? Altta sevişenler o kadar umursanmaz, sesi sineye çekebilirsiniz ki çok sessiz takılanlar da olabiliyor (öğrenci apartmanında olmuyor tabi böyle bişey). Ama üstte sevişenleri bu türden ayıran şey, titreşimdir. Kıçımızdan uydurmuyoruz heralde, tamamen fiziksel kanunlara dayanarak yapıyoruz bu tespitleri. Eğer maruz kaldıysanız, mutlaka bilirsiniz bu kıpraşımı. İnsana grup seks hissi yaşatır, ama tatmin etmez. Öyle bi şeydir. Ki, gecenin 3ünde 4ünde olduğunda hiç bi espirisi kalmıyor. Sabahın 7sinde kalkıp okula gitmek durumundaysanız durum nötrlükten eksiye doğru kayıyor iyice.

Bu tür, monitörde yada önünüzde sevişenlerden de kötüdür. Monitörde takılanların amacı belli zaten de, önünüzde takılanlar zaten sizin tepkinize göre şekil alan tiplerdir. Amaç odur. Etkinsinizdir bu aktivitede (evet, aktivite), kişisel çıkarınız vardır. Ama, üstte sevişenler sizi soyutlar. Yokmuşsunuz gibi davranırlar. Bazen beni uyutmamak namına saat 3ü vurduğunda pozisyon aldıklarını bile düşünüyorum.

Bir de, üstte sevişen değil de üstte ön sevişen tipler vardır ki o daha bi küfredilecesi türdür. Evin, her türlü bölümünde erotik mesaj iletebilecek potansiyeldedirler. Gece 3te benimle aynı anda duş aldılar abi ya, daha ne olsun. "Koş koş, Ceykıl duş alıyo. Biz de 2 kişi girelim de içerlesin pezevenk" dediğine eminim ben o üstteki totoşun.

5 çeşit sevişen saydım ben. Evet, bundan sonra sevişenler bu 5 kategoriye dahil olmak durumundalar. Seç beğen, dahil ol.

BSG: Facebook ve Önerileri

Facebook'un bu pezevenkvari mevzularından sıkıldım artık. "Suggestions"mış, peh! Sokarım öyle sacesşına... Sürekli güzel güzel hatunları getirip "Bunu tanıyor olabilirsiniz" demesin abi bana. Tanımıyorum işte hiç birini. İçerliyorum bi de. Bakıyorum ortak arkadaşlara, tırt tırt hatunlar, öküz elemanlar falan. Onlar tanıyo da niye ben tanımıyorum lan :( Yapma feysbuk gözünün yağını yiyim girme kanıma, deşme yaramı!

Ete kemiğe bürünse sağdaki gibi bişey olurdu kesin. Hayır yap bi gold üyelik, parası neyse verelim cam falan açsınlar bari. Yeter be! Zaten bi memedir gidiyor piyasada, bi de herkes sevişiyor falan. Sen yapma bari feysbuk!

İçten pazarlıklı 2 film: Fatso ve Teeth

Bu yazı, Fatso ve Teeth filmleri hakkında accayip derecede spoiler içermektedir. Öyle böyle spoiler değil, mevzuya direk filmin sonundan giricem. Haberiniz olsun. Sonra küfretmeyin ok?

Korku ve gerilim filmlerini seven bir insanım. Uzun süre bu tarz filmler izleyen kişiler, zamanla kaşarlanıp "hah şimdi arkandan böğürtlen görünümlü insanyiyen patlıcan çıkıcak... 1..2...3.. hah çıktı aferin" moduna giriyorlar ki, çok kötü bi durum bu. Ulan korkutmayan korku filmi mi olur? Oluyor işte. Korku filmlerinden korkamadığımı farkettikten sonra, farklı türleri izlemeye başladım

Geçen sene izlediğim Teeth, beni çok derinden etkilemişti mesela. Korku filmi değil orjinalinde. Bekareti savunan bi hatun var, bi de ona çakmaya çalışan bi ton erkek insanı... Hal böyle olunca "ooo çakış var lan" diyerek büyük bi hevesle filmi izlemeye başladım (ki izlemez olaydım). Hatunda vagina dentata denen bi mevzu var. Olay sırasında kendini huzursuz hissederse, milletin çükünü kopartıveriyor. Filmin sonuna kadar bekledim, belki bırakır bu bağımlılığını mutlu mesut sevişirler diye. Yok abicim, hatun kendini "pipi avcısı" ilan etti. Milleti azdırıp azdırıp pipilerini köklüyor. Filmi izlerken dehşete düştüm, koltuğa yapıştım resmen. Pipim içime saklandı ya, o derece. Bi daha öldürsen izlemem o filmi, ulaşabildiğim bütün erkek insanlarının da izlemesini engellerim. Bu ne lan böyle? Filmin girişine uyarı koyun kardeşim "pipi kesiyoruz biz" diye. Öyle 18+ demekle olmuyor, 18 yaşından sonra pipisi olmuyo mu insanların? Allah allah ya..

Aynı şekilde içten pazarlıklı olan, başka bir filmimiz Fatso'yu da geçenlerde izledim. Film gayet eğlenceli aslında. İzlerken çok güldüm. Mevzu şöyle; başrolde şişko, asosyal ve aseksüel bi malaka var. Alışverişe gider, kasiyeri görünce sertleşir. Sokağa çıkar, çimlerde koşuşturan hatunları görür sertleşir. Sonra doğru eve, malum. Hayatı böyle geçerken, böyle miniminnacık şirin mi şirin bi hatuncan bunun evinde bi odayı kiralar. Ondan sonra zaten "biz avrupalılar çok sevişiriz olm" mesajı veren bi kurgu. Bizim tombul sosis, vitrinlere bakmakla idare ediyor tabi film boyunca :) O bakımdan çok eğlenceli sahnelerle karşılaşabiliyorsunuz. Derken, filmin sonunda amcamın kafasının tası atıyor. "Yeter lan, nedir senden çektiğim!" diyor ve kendi elcağızlarıyla kesiyor pipisini. Var mı abi böyle bi vahşet ya? Film bitince içimde ufak bi burukluk vardı.

Neyse yattım sonra. Hayatımın en kral ıslak rüyalarından birini gördüm. Muhteşemdi lan. Derkeeeeen, rüyanın sonunda ben de kestim pipimi. Uyandım sonra, kan ter içinde kalmışım (abartmıyorum). Ulan nasıl korkmuşum, nasıl içerlemişim anlamadım. Haftalardır rüya görmüyorum, sonunda kral bi rüya görmüşüm onun da sonuna bak. Off offf...

Burdan senaristlere sesleniyorum; "nolur böyle pipi kesmeli, hadımlı madımlı senaryolar yazmayın". Yapımcılara da sesleniyorum; "hadi senarist yazmıştır, siz para verip de çekmeyin bu filmi lütfen". Son olarak da erkek oyunculara sesleniyorum "olm malmısınız ya, niye pipinizin kesildiği filmlerde oynuyorsunuz?! silkelenin ve kendinize gelin rica ediyorum". Böyle içten pazarlıklı filmlerden nefret ediyorum. Filmin sonunda izleyiciyi şaşırtıcaz diye bokunu çıkartıyorlar işin.

That's fuckin' teamwork!

Dikkat ettim de, sürekli "arkadaş! böyle de olmaz ki.. hede hödö.. bıdı bıdı.." diye giriyorum bi kaç yazıdır mevzuya. Muhtemelen "mal galiba.." diyosunuzdur. Ama napayım? Anlatacak kimse yok, serzenecek yer arıyorum buraya yazıyorum. Yazık banaaağğğğğ... Şaka lan, yazık mazık değil vurun kahpeye! Oha bu da çok oldu :/ Neyse, sıradan olmayan, konuyla da alakalı olmayan bi girişten sonra mevzuya gelelim.

Şimdi ben bu aşk meşk olaylarında tarafların birbirlerine destek çıkması taraftarıyım tamam mı (taraflar maraflar... kuğl oldu bu cümle)? Nitekim, bi türlü bu konuda benimle aynı düşünceleri paylaşan bi hatun kişisine rastlayamadım abicim. Hayatıma şekil verdiğim, kıymetli tercihlerimi eleştirmeden "ben yanındayım" diyeni olmadı hiç. Ama her daim benim yanlarında olmam gerekti.

Bu mevzular çok garip mevzular zaten. Trip atar, kızarsın, "üstüme gelme" der. Yine trip atar, taktik değiştirip canım cicim dersin, o zaman da yavşak konumuna düşürür, erkek değilmişsin gibi hissettirir. "Ateşimiz söndü Necmi" der, "osurayım da canlansın" da diyemezsin. Ne lan bu?

Arkadaş, nasıl bi canlı türü kendisine kızılmasından, bağrılmasından hoşlanır ya? Ateşi harlayan şey benim küfürlerimse, hepinizle aşk yaşardık olm ("olm" bi hitap şekli, tercih değil)!

Son zamanlarda yaşadıklarım ve bu sabah dinlediğim "Tenacious D - Fuck her Gently" isimli şarkı beni bu düşüncelere sürükledi. o şarkıdan yola çıkarak bu kadar duygusal(!), bu kadar içten bi yazı yazabildiğim için tapıyorum bana. Şarkıyı dinleyin, düşüncelerinizi yazın lan siz de! MİM olsun bu size...

Mefallit'e teşekkürler...

İçerledim lan!

Bilader bugün öyle şeylere şahit oldum ki, sen şahit olsan sen de içerlerdin. Valla bak ya. Ciddiyim.
  • Elemanın biri "Kutsal Damacana ne tırt filmdir" diye yazdı. Çok üzüldüm. "Ben de tırt mıyım lan, çok beğendim" dedim. "Son yılların pala bıyıklı kro hede hödö ..." gibi bi yorum yaptı, "film 2007 yapımı, nerdeyse 3 yıl olmuş, ne son yılları" dedim. "Ceykıl, son yıllar dedikse 6 ay değil" dedi. Son yılların çocuğu olduğumu anladım kalbim burkuldu.
  • Delininbiri "Sevgilinizle aynı şehirdesiniz. Her gün görüşseniz nolur...bıdıbıdı...falan..." demiş, "sevgili dediğin aynı şehirde olur lan!" dedim. Tek ben demişim, üzüldüm.
  • Ali Kırca'nın yeni kirli sakalını 2 sene öncesinin fetiş pornosuna bağlamışlar, ama kimse arkaplanda çalan Sezen Aksu şaheserine dikkat etmemiş, pornodan soğudum. Şeytan ayrıntıda gizlidir ulahn!!!
  • Bugün 1 Eylülmüş, "Eylül dediğin bu zamanda gelmez! Daha hazır değilim" dedim. Kimse layklamadı, kalbim acıdı (umay umay).
  • Real hayattan tanıdığım tek blogger arkadaşım Gaen, blogdaki FF muhabbetine dayanamayıp friendfeede gelmiş, beni eklemiş. Milyonlar tarafından takip edilen kimseler gibi "oooo kimleri görüyorum efenim?" diye feed açtım, kimse siklemedi. Ne karizma kaldı ne bişey. O değil de Gaen sevmiyecek ffi :/ Bu mal napıyo orda diycek. Malmışım onu farkettim, kalbim tuzla buz oldu.
  • FF'in kan bankası grubuna telefonumu bıraktım, insanlık namına dedim (ben de insanım olm) birisi sapıklık yaparsa ağzına sıçarım haberi olsun. Önemli lan o iş!
  • Ramazanın henüz üçüncü beşinci günündeyken davulcu bahşiş istedi. Şaşırıp FFe yazdım, Bahriye ağzıma sıçtı. Ne biliyim lan, İzmir'de bi tek bayramda geliyolardı! Yadırgarım tabi.
  • Televidyonda "Bodrum mu Çeşme mi" bölümünü izledim bi müsaade etin, Çağatay, Murat'a hiç izin vermedi, konuşturmadı tav oldum. Bi de Çeşme'yi galip ilan ettiler, iyice tav oldum. LAAAAAAAAAAAAAAAAAAAN! Ben 20 yıllık Bodrumlu, 11 yıllık İzmirliyim! Çeşme mi Bodrum mu diye sorunca, düşünenle irtibatımı keserim. Tabiki Bodrum lan!
  • Müslüm dinledim, Nickelback yolladım millete, kimse takdir etmedi, içim burkuldu.
  • 7 Ekim'de potansiyel patronu olduğum hayali şirketin CEBIT fuarındaki standına gidicem. Metrekaresi 320 lira + KDV'den kiralanıyomuş, dert edindim kendime. Zengin olunca sorun değil de, şuan problem be abi :/ 
  • Hayvanlar gibi Stewie Griffin manyağı oldum. 5 tane avatarı masaüstümde, ayrıca wallpaperım da ayrı bi Stewie. Var ya, bana bi Stewie verecek hatuna saniye tereddüt etmem nikahı basarım. Harbi, bu hale geldiğimi farkettim, 19unda kendimi evliliğe hazırladığım için tiksindim kendimden.
Ulan var ya, bugün öyle şeyler olmuş ki... 1 tane mi olumlu şey olmaz lan? 1 tane mi... (şaka lan. 1 tane oldu, evdeki 2 biranın üstüne gittim bakkaldan 5 tane daha aldım. o çok iyi oldu.) Sie. BSG be hayat...
 
twitter da kullanıyorum