Sınırlarımı korumasını bilirim

Yaklaşık 1 aydır başım dertte. Öyle bir dert ki, düşmanımın başına böyle bir şey gelsin istemem. Böyle yapış yapış, yılış yılış. Bir türlü gitmiyor... Ne yaptıysam olmadı, bir türlü kurtulamadım bu amına koyduğumun sümüklü böceklerinden. Baya baya mesken bellediler kapının önünü. Her gece Hera'nın su kabının etrafında toplaşıp alem yapıyorlar. Büyükleri kabın içine dalıyor, küçükleri kenardan seyrediyor falan. Onlar da analarının babalarının yanında içemiyorlar heralde.

Toplayıp toplayıp komşunun bahçesine sallıyorum, sonraki gece yine bizdeler pezevenkler. Geçenlerde sırf bunlar için ufak bi kap su koydum, bakalım ne yapacaklar diye. Sallamadılar bile, yine Hera'nın kapta takılıyorlar.

En son az önce tepemin tası attı. Topladım bunları, dizdim tek sıraya. Aldım elime tuzluğu, nasıl yalvarıyorlar "abi bokunu yiyim, gözünün yağına yumurta kıriyim yapma" falan diye. Dedim "indir o eli ayağı! bi gözüm kalmıştı yapışmadığınız ibneler!". Bunlar nasıl titriyorlar. Aldım ikisini, koydum karşılarına "izleyin ve görün". Bir kamyon tuz döktüm diğer grubun üzerine, tüm gazabımı yağdırdım. Bu ikisi nasıl altlarına sıçıyor görmeniz lazım. Aldım su kabını, yavaşça giriyorum içeri. Kapıyı kapatıcam, arkam dönük. Şöyle omuz üstü yan yan bakıp dedim ki "size yarın sabaha kadar mühlet. yarın kalktığımda da burda olursanız üzerinize kolonya döküp yakarım lan sizi, duydunuz mu yakarım!!!1".

Bakalım sabah ola hayrola. Eğer oradaysalar "dedim dedim inanmadınız, bak şimdi noldu?" geyiğini 1. elden yaşamış olacağım. Mınıırzınısiktiğimin sümüklüleri...
 
twitter da kullanıyorum