danışsak da mı pataklasak, danışmasak da mı pataklasak?

Öğleden sonra kayıt yenileme tantanasının son ayağı olan "seçilen derslerin danışmana onaylatılması"nı halletmek için okula gittim. Geçen dönem başında gerek benim üşengeçliğim, gerek danışmanımın dallamalığı dolayısıyla gereksiz atraksiyonlar yaşamıştım. Benzerleri tekrarlanmasın diye, sorumluluk sahibi bir birey olaraktan danışmanın kapısına dayandım.

"Bekleyin 5 dakikaya gelicem" dedi. İyi güzel, bekledik. Biz beklerken başka öğrenciler gelmeye başladı. 15 dakika sonra falan geldi danışman, geçti odasına. Dünyanın hemen her yerinde geçerli olan "ilk gelen alır" prensibi dolayısıyla ilk ben girdim odaya. Kafamdaki düşünce "adımı soyadımı söyliyeceğim, o da panelden onaylıyacak" şeklinde saf ve net olduğu için de kapıyı kapatma gereksinimi duymadım. Zira planlandığı şekilde giderse 45-70 saniye aralığında işimi halletmiş ve güle oynaya evimin yoluna koyulmuş olacaktım.

Dakka bir gol bir; "sen geçen dönem de geç gelmiştin kayda di mi?".. "Evet hocam". Sonra bir kitledi bana, yok efendim herkesin bir planı programı varmış da, o kayıtları dün tamamlamış.. Vay efendim ben ne kadar sorumsuz bir bireymişim, toplum benim gibilerden oluştuğu sürece hep aksarmış. Ulan yarrak kafalı, bana ne senin planından programından? 27-30 eylül arası dersleri onaylatabileceğim tarih aralığı değil mi? Bugün ayın 30u değil mi? Geldiğimde saat 14 küsurat değil miydi? Ee daha ne konuşuyosun sikko? Ben pazartesiden gidecekmişim de, ona soracakmışım "hocam ne zaman müsaitsiniz, ben ona göre geleyim derslerimi onaylatayım" diye. Yok daha neler. 4 günlük onaylatma süresinde 1 gün çalış 3 gün yat.. Amcığa bak.

"Bir öğrenci dersleriyle ne kadar ilgiliyse, bu tarz konularla da o kadar ilgili oluyor. Okumayacaksan uğraştırma bizi" dedi. Sana ne lan? Ben bu üniversiteyi kazanmışım, harcımı da ödüyorum. Karşılığında da bana demişler ki "olm bak 8 dönemlik okulu 10-12 döneme kadar uzatabilirsin. yalnız dikkat et 2 sene üst üste 2.0 ın altına düşürme ortalamanı..". Ben bu hakkımı ister peşin peşin kullanırım, ister bozdurur bozdurur jeton niyetine basarım kıçına taksit taksit.

Mezun olalı 5 sene olmuş olmamış, hala birilerinin kıçını yalıyosun.. Sonra kalkıp her fırsatta öğrenciye kayıyosun. Sikerim böyle işi. Önümüzdeki 2 hafta her derse gidip, dersime giren insani hocalardan biriyle değiştiricem danışmanımı. İlerde ciddi bi işimiz düşse, içimizde patlıyacak amınakoyim.

Bored To Death

Esas diziler başlamadan önce can sıkıntısı giderici olarak bir kaç kısa dizi izledim. Blue Montain State de onlardan biriydi mesela. Bu sefer tavsiye edeceğim dizi de Bored To Death.

Afişten de anlayabileceğiniz üzere alkol ve aksiyon barındırıyor. Kahramanımız Jonathan Ames (Jason Schwartzman) alkolik bir keş. Aynı zamanda yazar. Kötü alışkanlıkları yüzünden sevgilisi tarafından terkedilince, Craig's List'e "lisansı olmayan, makul ücretli özel dedektif"lik ilanı bırakıyor. Okuduğu polisiye romanlardan yola çıkarak, yarak kürek davaları çözmeye çalışıyor (Yarak küreği biraz açacak olursak, bir bölümde komşunun çocuğunun çalınan kaykayını arıyor, başka bir bölümde ise sperm çalan lezbiyen bir çifti bulmaya çalışıyor.. vs.vs.).

Bu arada diziden öğrendiğim en yararlı bilgi, alkolü azaltmaya çalışırsam beyaz şarap içmem gerektiği kısmıydı.

Diğer karakterlere geçecek olursak, kendisiyle aynı özelliklere sahip, artı olarak da hatun mıknatısı ihtiyar kurt bir patronu var. En yakın arkadaşı rolünü de The Hangover'dan gözünüzün ısıracağı ("nereden biliyorum ben bu adamı lan?" diye düşünme diye söyledim. dev hizmet.) Zach Galifianakis almış. O da resim çiziktiriyor. 3 karakter de birbiriyle yakın özelliklere sahip.

Çeviriyi eşekherif yapmış. Çok da iyi yapmış. Her ne kadar bir anlam ifade etmese de, buradan tebrik ediyorum kendisini. 2. sezonu 26 Eylül'de başladı bi de. İzleyin işte.

dün gece resmini öptüm de yattım

Geçen gün arkadaş dedi ki "porno videoya niye yorum yaparlar aklım almıyor". Şimdi bahsi geçen site Türkçe ise, o yorum ya bir bot tarafından keyword bazlı olarak, arama motorlarında yükselebilmek için hazırlanmıştır ya da çarşı iznindeki bir asker kardeşimiz modeller üzerine kurduğu fanteziyi paylaşmıştır. Eğer durum ikinciyse, buna ben de anlam veremiyorum. Fakat bahsi geçen site İngilizce ise, sayfayı dolduran yorumlar şu formatta oluyor; "02:33 deki hatun kim?". Tabi bu hatunun bir sürü sıfatı oluyor genelde fakat ana tema bu.

Ben de nedendir bilmiyorum ama her videonun yorumlarına göz atarım. Sanki konulu film seçiyormuşum da izleyici yorumuna ihtiyacım varmış gibi. Neyse, dün gece şöyle bir yorum silsilesine denk geldim:


3 kişi "şu kim, bu kim" şeklinde soru sormuş. En son amcanın biri dayanamamış ve patlamış ve "Belli ki porno IQ seviyenizi moronların seviyesine düşürüyor. 0:40 daki oyuncu isimlerini okumayı deneyin. Eğer okuma probleminiz varsa 2:14'te kendilerini tanıtıyorlar.." şeklinde bir yorum çakmış. (Bazı yorumlar kişisel fanteziler içerdiğinden, kişilik haklarına saygıyı temel edinmiş bir yazar olaraktan sansürledim kusuruma bakmayın.)

Facebook'tur, Friendfeed'dir ota boka like atmaya alışık bir insan olduğum için, bu yoruma da onlarca like atasım geldi. Nitekim YouJizz teknik ekibi, buna imkan sağlayacak altyapıyı oluşturmadığı için bunu blogda dile getirmek durumunda kaldım. Olay bundan ibaret. Yoksa kimseye porno kültürü hakkında öğüt verecek değilim. Kendime saklıyorum bunları (ama buralara kadar gelmişsin falan, elin boş dönme diye Google'da aratılmak üzere bir keyword vereyim; backroomcastingcouch).

Yazıyı "porno gerçekten IQyu düşürür mü?", "porno bir kültür müdür?", "o değil de, müdür müdür müdür?" gibi sorularla uzatabilirim ama uzatmamanın hepimiz için daha sağlıklı olduğu kanaatindeyim.

Asansörde 41 saat

Elemanın birinin 41 saat boyunca asansörde mahsur kalıyor. 41 saat aç susuz kalmak, hele göt kadar asansörde durmak yeterince sikik bir durum değilmiş gibi, bir de amcanın ishal olduğuna şahit oluyoruz.

Video sanırsam kurgu, gerçek falan değil. 41 saat boyunca, güvenlik kamerası olan bir asansörde mahsur kalsam kalkıp da otuzbir çekmem heralde...

 
twitter da kullanıyorum