BSG: "Langırta hapis cezası veren zihniyet"

Langırt oynatanlara langırrrt diye hapis cezası veriyorlar. "Siktir ordan" dediğinizi duyar gibiyim*. Haberin orjinaline buradan ulaşabilirsiniz.
1072 sayılı bir kanun varmış, rulet, tilt, langırt gibi oyun makinelerini yasaklıyormuş kendileri. Yani şu windowsun default oyunlarından pinball var ya, işte o da yasak :) Ulan neyi var bunların? Neden yasak bunlar? Merak edip kanunu araştırayım dedim, karşıma şöyle eblek bir madde çıktı;
Madde 1 - Türk Ceza Kanununun 228 nci * maddesinin kapsamı dışında kalsa bile umuma mahsus veya umuma açık yerlerde her ne ad altında olursa olsun kazanç kasdiyle oynanmasa dahi rulet, tilt, langırt ve benzeri baht ve talihe bağlı veya maharet istiyen, otomatik, yarı otomatik el veya ayakla kullanılan oyun alet veya makinaları ile benzerlerini bulundurmak veya çalıştırmak veya yurda sokmak yahut imal etmek yasaktır.

Tamam yasak da, niye yasak dayı? Langırt kadar masum ve eğlenceli bir oyun mu var şu dünya da? Masa tenisi neyse langırt da odur benim için. Taktiği vardır, hareketi vardır, hatta bilek milek ısıtmak lazım sakatlanmamak için... Spordur yani bi nevi.
Tilt desen, ayrı bi olay. Koskoca Microsoft, XP'ye default oyun olarak koymuş lan, var mı dahası? Tüm dünyaca kabul görmüş birşeydir tilt. Madem Avrupa ülkeleri gibi olmak için, sigara içenleri cüzzamlı gibi dışlayıp sokağa döküyorsunuz, o zaman o çok saygıdeğer Avrupa ülkeleri gibi bunlara da izin verin.

Bir de olayın başka bir yanı var ki orası dillere destan. Kanun yürürlükteyken langırt oynayan muhteremler listesi Kürşat Tüzmen, Recep Tayyip Erdoğan, Mehmet Ali Şahin, Erkan Mumcu... şeklinde uzuyor. RTE ile Erkan Mumcu karşılıklı oynamışlar hatta. Breh breh brehhh!

Ulan bizim lisede langırt vardı be. Hem de 2 tane. Zili duyunca kapabilmek için koşardık (Lise son olunca koşmaya gerek kalmuıyordu gerçi :p) Langırtın yanı sıra, minigolf, masa tenisi(leri hatta) ve de 3 top bilardo vardı. Bilmeden 750+ kişi suç işlemişiz lan. Olay yargıya gitse, "örgütmüsünüz lan siz?" der 10 ay yerine 1010 ay ceza yerdik heralde...

Boşbeleş işlerle uğraşan İsviçreli bilimadamlarıyla aynı zihniyeti paylaşanlara huzurunuzda BSG diyorum. BSG'in lahn!

Şişirilmiş fiyattan indirim yapmak

Fiyatı pompalayıp da sonra indirmek tüccarlara mahsus sanardım, yanılıyormuşum. Ehliyeti kaptırdığımdan sözetmiştim geçenlerde. Boynumuz kıldan ince diyip, 2 gün önce bankaya gidip para cezasını yatırdım. Elimdeki ceza 537 liralık. Veznedara 550 lira para uzattım, önce suratıma baktı, sonra da 148 lira para üstü verdi. Şaşırdım tabi, surata bakma sırası bana gelmişti. Veznedar durumu çakmış olmalı ki "15 gün içinde öderseniz %20 indirimli oluyor" dedi. "Vay anasını..." diye düşündüysem de "Teşekkürler, kolay gelsin" diyerek çıktım bankadan. Büroya doğru yürürken düşündüm bu olayı. Vitrinlere asılan "Çıldırdık! %50ye varan indirimler!!!" yazıları geldi gözümün önüne. "Ulan, devlet babada az çakal değil" dedim kendi kendime. Demek ki, böyle bir suçtan beklentileri 402 liraymış, 537 lira şişirme rakammış. "Olaydan 15 gün sonra ödersen %20 faiz alırım" demiyor da, "Hayvan gibi içmişsin, olsun erkek adam içer. Sevdim seni. 15 gün içerisinde ödersen %20 baba kıyağı sana" diyor. Helal olsun ne diyeyim.

Hani, şişirilmiş fiyattan indirim yapanların sadece tüccarlar olduğunu sanıyordum ama yanılmışım demiştim ya, belki de yanılmamışımdır. Enteresan işler bunlar...

BSG: "Facebook 'Hangi bilmemkimsin?' Uygulamaları"

Gün geçmiyorki bir benzeri çıkmasın, tarafımdan hidelanmasın yada spam olarak bildirilmesin. Bu uygulamaları yazanları teker teker tespit edip kıtır kıtır kesmek lazım. Ömürlerinin sonuna kadar hesap makinesiyle "leblebi" yazma cezası verilmesi lazım... Arkadaş, facebooka giresim gelmiyor ya. O kadar çok var ki bunlardan, baka baka 2 sonuç çıkarttım;
1- Papaz hergün pilav yiyor arkadaşım. Valla da yiyor billa da yiyor. Baksana az önce arkadaşlarımdan birisi "msnde hangi durum olduğunu" keşfetmiş, "meşgul"müş. Dün de "hangi Aşk-ı Memnu karakteri olduğunu" öğrenmişti (Behlül'müş). Mutludur heralde, meşgul Behlülcük... 14'ünde de "ne kadar çapulcu olduğunu" öğrenmiş. Heytt beee...
2- Bu sonuç ise, az önceki sonucu okur okumaz farkedebileceğiniz üzere, bir sürü dangoz arkadaşım olduğu gerçeği. Evet evet, dangozlar, hemde sayıları fazla :eek: Ya bir insan bunlardan nasıl zevk alır? Hadi merak ettin çözdün, bari "skip"le de wallunda yayınlanmasın, millete geyik malzemesi olma.

Soruları zaten saçma, bir de cevapları öyle abzürtki sormayın (sormazsınız, mutlaka denk gelmiştir wallunuzda 2-3 dangoz), geçenlerde arkadaşlarımdan birinin ideal mesleği pezevenk çıkmıştı. Allahtan mühendisliği, pezevenkliğe değişmedi de okuluna gidip geliyor şuan...

Neyse, en azından bu uygulamaların nasıl şikayet edileceğini anlatayım da, bıkkın-bilmeyenlerin işine yarasın.


Gördüğüm en saçma test ve sonucu da şöyle ;


Öah be bilader, nasıl bi test bu böyle? Sonuç da ona keza; "whooaoaoooohoooasdasdqweqwq" :hönk:
BSG ulahn!

Bedevi ben ve kutup polisi

Dün akşam, yakın bir arkadaşımla Alsancak semalarında demlenmeye çekildik. Hava sıcaktı başta fakat, sonra güzelleşmeye başladı, hafif bir esinti, soğuk bira falan iyiydi yani. (Yılların nargile konağı, 19 temmuz "dumansız hava sahası" harekatına yenik düşmüş ve devren satılık mı kiralık mı ne olmuş, her yeri ilan kaynıyordu.)

Neyse, akşam 9.15 suları kalktık, Güzelbahçe'ye döndük, gayet iyiydim. Yani iyi derken "sözlük anlamıyla iyi"yi kastediyorum, sorunu olmayan, bozuk olmayan gibi. Kafası iyi anlamında değil. Burada da babamla 2 bira içtim, sonra her zamanki ulvi görevimi üstlenip eşi dostu evlerine bıraktım. Baktım saat daha 12, eve gidesim yok, denizde dalga var süper bir esinti eşliğinde... Dedim "baba birer bira daha içelim", "tamam" dedi arabayla gittim aldım biraları sonra sahile çektim. THM, TSM karışık bir cd taktım, hem içiyoruz hem dinliyoruz, hem konuşuyoruz falan, en sevdiğim ortam mevcut yani. Biralar bitti, denizden gelen o esintiyi yedikçe ayılıyor insan tabi, birer tane daha içelim dedik, gittim aldım geldim 2. biraları da. Oturduk onları da içtik yine sahilde. Sonra "1 bira daha içsem, tam olurum artık ben, tadı damağımda kalacağına tam olsun" dedim arabayı benzinliğe doğru sürmeye başladım kıyıdan kıyıdan. Evden 600-700 m uzaklaşmıştık ki, memurcanın biri ışıklı bi aletle "sağa çek" işareti yaptı. "Sıçtık" dedim babama, çektim kenara. Saat 02.35 suları...

- Ehliyet ruhsat...
+ Buyrun memur bey (ayağımın altındaki boş bira şişelerini saklamaya çalışıyorum bir yandan)
- (haşır huşur)
+ (aklından "harbi sıçtık, üfleticek" düşüncesini geçirmek)

Nitekim üfletti de. Başta dışarılara falan üfledim, "Alet alamıyor, tekrar üflermisiniz" dedi. Bu sefer yine dağa taşa üfledim, yine aynı şeyi dedi. "Ulan bu aleti de ne uyuz bi şekilde tasarlamışlar, illa içine içine üflettirecek" diye homurdanarak üfledim. İlk defa üflemiştim çok heyecanlıydım. Öyle zınk diye "123 promil" yazmıyormuş, 0dan başlayıp 1er 2şer tırmanıyormuş. O tırmanma aşaması hiç bitmeyecek sandım, 100 promili geçti, 150yi geçti, 200ü geçti, 250 yi geçti ve sonunda 257 promilde durdu. "ohaaa" dedim ben tabi direk, polis güldü çıkarttı arabadan. "Alkolsüz ve ehliyetli birini arayın, gelsin alsın sizi" dedi sonrada ehliyetle ruhsatı polis arabasına götürdü. 500 küsur lira para cezasını kitleyip, 6 ay ehliyetime el koydular sonra... "Memur bey, evim 1 km bile uzakta değil, kenardan kenardan gidelim bi daha olmaz" diyorum, sallamıyor i*ne. Gecenin 3ünde orada niye pusarsın be adam? 10 yıldır burda yaşıyorum, 10 yılda 1 kere o mevkide memur görmedim. Amaç ceza kesip gitmek belli yani, trafiğin yoğun olduğu bir yer falan değil çünkü. Zira benim haricimde 2 araba daha geçti, onlara da üfletti, temizmiş adamlar. Tam pusulacak yer yani. Babam aramadı kimseyi, "götürün bizi eve" dedi. Kutup memuru "benim yükümlülüğüm değil bu" diyince, babam da "madem trafiği güven altına sokmak için bize ceza kestiniz ki bunun anlamı bu insan araba kullanamazdır, o zaman trafiği bizim gibi canavarlara emanet etmeyin, eve bırakın bizi" dedi. memurcan mecbur kaldı, bıraktı bizi eve.

Esas enteresan kısımsa, ne sinyal ne emniyet kemeri hiç birşey yok, bodozlama sürüyor kutup memuru. Babam sinirlendi "Daha önce kemer yüzünden ceza yemiştim, lütfen kemeri takar mısınız? Kuralları çiğneme lüksünüz yok" dedi. Memur yavşak yavşak sırıtarak sağa çekti ve taktı kemeri. Kalkarken tekrar sinyalsiz kalktı, "Sinyal vermediniz memur bey" dedim, ses çıkarmadı. Sonra tezgahı kapatıp gittiler, ne de olsa alacaklarını aldılar, keseceklerini kestiler. Benimse o içimde kalan son bira, içime kaçtı iyice...

Şimdi ben kurallara karşı gelmiş olabilirim, ki süremeyecek olsam sürmezdim. Yani araç süremeyecek haldeki insan "bi bira daha içeyim" der mi ? Gider evine sızar. 1,5 senedir ehliyetliyim, 2 senedir otomobil kullanıyorum 1 kere kaza yapmadım ki, direksiyon başında durduğum toplam zamanı irdeleyecek olursak %70inden fazlası alkollü halime denk gelmiştir. Kendime güvenmesem kullanmam heralde. Tabi bunlar kanunlar karşısında geçerli şeyler değil, fakat kanun koruyucusunun kurallara uymamasına ne demeli? Ne sinyal, ne emniyet kemeri ne başka birşey... Öküzlemesine sürdü herif, "ben alkolsüz olsaydım da kemer takmasaydım, bu sefer de kemerden ceza kesmeyecekmiydiniz" diyince güldü geçti. Puşt...
Hayır resimdeki abla gibi dolgun göğüslerimiz ve siyah sütyenimiz yok ki paçayı yırtalım. 22 Ocak 2010'u bekliyoruz artık...

BSG: "2009-2010 öğretim yılı harç zammı"

7-8 Temmuz civarlarında tonla sitede çıktı bu haber. Tabi o zamanlar bu blog olmadığı için kafamdan geçenleri ifşa etme imkanım olmadı. Haberden haberi olmayanlar* buradan okuyabilirler. Kısaca söz etmek gerekirse harçlara %8 ile %500 arasında zam yapılacakmış.

Arkadaş, tamam öğretimin ücretsiz olamayacağının farkındayız. İllaki bizim de 3-5 kuruş para çıkacak cebimizden fakat 3 ile 5 i bir arada görüp de sen bunu 35 olarak algılarsan burada bir problem var demektir ve bu problemin bende olduğunu düşünmüyorum*. Hem sen cebimize ne kadar para koyuyorsun da bizden bu kadar para isteyebiliyorsun? Memura %4,5 zam yapıp, "çocuğun okusun istiyorsan en az %8 faiz isterim" diyorsun. Hatta kimisine "seni sevdim, senden %200 alayım" diyorsun bre ahlaksız.

"... Buna göre, 2009-2010 akademik yılı ikinci öğretim için veteriner fakülteleri bin 976 TL’den 5 bin 276 TL’ye ..." ooooooha, oha! Yavaş gel... Araştırıp etmedim, 2. öğretim harçlarının yüksek olmasına dair şöyle bir teorim var; "madem k*çını sıkmadın, mühendislik kazanamadın, ee biyoloji bölümü de okumak istemiyorsun, o zaman bunun bi bedeli olmalı! hem o öğretmenler akşam akşam 3 kuruş para için gelmezler evlerinden" diye düşünüyor heralde devlet baba. Ee kısmen kabul edilebilir*. Tamam da 5,5 bin lira ne yahu? Bu öğretmenlerin hepsi okula taksiyle mi gelip gidiyor da bu kadar masrafları oluyor? Yazık günah...

"Üniversite mezunu delikanlı, orduya katılıp nöbet tutacağına, kendi işini yaparsa daha yararlı olur" diye düşünerek verdiğin "kısa dönem askerlik" hakkını zaten geri aldın, üzerine bir de bu zammı yaptın. Yarın öbür gün de kampüs girişlerine gişe açıp giriş parası iste tam olsun.

Milli eğitimin ne demek olduğunu bilmekte artık bir karışıklık ve yanlış anlama olmamalıdır. Bir de milli eğitim esas olduktan sonra onun dilini, usulünü, vasıtalarını da ulusal yapmak zorunluluğunu tartışmak gereksizdir. Milli eğitim ile geliştirilmek ve yükseltilmek istenen genç beyinleri bir taraftan da paslandırıcı, uyuşturucu, hayali fazlalıklarla doldurmaktan dikkatle kaçınmak lazımdır. (1924, Samsun) (Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, Atatürk Araştırma Merkezi, C. II, Ankara, 1997, s. 202-206)

Bu sözün neresini anlayamadınız ulannn? Ya BSG'in ya :@

BSG: "Dumansız Hava Sahası"

Bu mevzu beni ve benim gibi "sigaramsız asla" diyenleri yakından ilgilendiriyor. Okul (bu mevzu da çok gariptir, hangi lisenin açık alanlarında sigara içmek serbest ki?) ve hastahanelerde sigara içilmemesini anlarım, hatta banka ve devlet dairesi gibi alanlardaki uygulamayı da sindirebilirim. Sonuçta buralar keyfi ihtiyaçlar için gidilen yerler değil, bankadaki yarım saat işim sırasında sigara içmezsem ölmem. Ama ben eğlenmek ve demlenmek amacıyla bara veya restorana gidiyorsam, sigaramı da içerim kardeşim! Yasayı hazırlayanlar, onaylayanlar ve destekleyenler sanıyorum ki alkol&sigara ikilisini bir arada kullanmayan kişiler. Nasıl rakı, mezesiz ve muhabbetsiz gitmiyorsa, ben de birayı sigarasız içemiyorum, bu kadar basit. İlla ki oturup da alkol ve sigara arasındaki ilişkiyi matematiksel olarak hesaplayıp "alın size bilimsel kanıt!" mı demek lazım?

Haberlerde görüyorum da, bazı insanlar "evet iyi olacak, sigarayı da bırakırım hem ohh mis =]" diyorlar. Arkadaşım, sen nasıl bir insansın yahu? Ben bırakamıyorum, verin cezayı, kişisel tercihlerimi ve zevklerimi umursamayın *****ağzıma sıçın hatta***** ben de sigarayı bırakayım... Yok böyle bir karaktersizlik. İlla bırakmak istiyorsan, git en yakın sağlık kuruluşuna derdini anlat, yardımcı olsunlar. Zorbalık ve dayatma olmadan kendi amaçlarına ulaşamayacak kadar aciz olman beni zerre ilgilendirmiyor, ama eğer sen kalkıp da sırf bu yüzden bu yasayı destekleyip de benim bu özgürlüğüme dokunuyorsan, ben de böyle bir yazı yazar ve seni bi güzel giydiririm ;)

Ben nasıl sigara içilmeyen mekana gitmiyorsam, sigara dumanından rahatsız olan insanlar da sigara içilen mekanlara gitmesinler. Çok komplike bir çözüm değil ki bu, uygulaması bu kadar tantana çıkarmaktan daha kolay.

Ha şimdi nolacak? Restoranlar ve alkollü mekanlar büyük ölçüde müşteri kaybedecekler. Hadi yazın dışarıya masa atabilenler 4-5 ay etkilenmesin, e aralık ocakta napacaklar (dışarıya masa atamayanlar hepten sıçtılar...)?
O zaman ne diyoruz? BSG: "Dumansız Hava Sahası" ;)

Simon says "BSG"

BSG, "Bi Siktir Git"in kısaltılmışı, internet lugatında yer almış şeklidir. Peki konumuzun bu küfür dolu kelime öbeğiyle ne alakası vardır ? Onu da şöyle açıklayalım; vakti zamanında çeşitli özlü sözler, ata sözleri söylenmiştir ki, bu sözler o zamanın şartlarına göre hoşturlar. İşte, ben de bizzat kendim (lise son edebiyat dersi konu 3: anlatım bozuklukları klişe örnek: ben kendim & bizzat kendim) bu arkadaşları günümüze uyarlıycam, uyarlayamadıklarımı da BSG deyip geçicem. Anlaşıldı mı? Hatta tepki gösterdiğim olaylara da BSG diyebilirim, desem mi? Diyeyim diyeyim, sabahın 9unda sokakta bağıra bağıra geçen sucuya diyeceğime daha ciddi meselelere diyeyim...
 
twitter da kullanıyorum